Türkiye Rus gazında olası bir sıkıntıya hazır mı?
ANKARA – UHA HABER / Rusya, Türkiye’nin doğal gaz ithalatında ilk sırada yer alıyor. Peki Ukrayna krizinde Rusya’dan gaz akışında sıkıntı yaşanırsa ne olur? Türkiye böyle bir senaryoya ne kadar hazırlıklı?
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye başlaması ile birlikte gözlerin çevrildiği en önemli konulardan biri de Türkiye’nin iki ülke ile olan ticareti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’nin iki ülke ile olan toplam ticaret hacmi toplam 40 milyar dolar seviyesinde. Bu ticarette enerji, turizm, gıda, inşaat, mücevher ve giyim gibi sektörler ilk sıralarda bulunuyor.
Ancak burada Avrupa ve Türkiye’nin gözü Rusya’dan temin edilen önemli miktardaki doğal gaz ve petrolde. Rusya’nın kendisine karşı uygulanan yaptırımlara cevap olarak masaya enerji kozunu koymasından endişe ediliyor.
Bu durumda hem Avrupa ülkeleri hem de Türkiye enerji arzında ciddi bir sıkıntıyla karşılaşabilir. Türkiye son yıllarda artan enerji ihtiyacını karşılamak için rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımlarını hızlandırsa da doğal gaz hala önemli bir ağırlığa sahip. Öyle ki Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) verilerine göre Türkiye’nin 2020’de doğal gaz tüketimi 48 milyar 300 milyon metreküp seviyesindeyken 2021 bu yaklaşık yüzde 23 artış göstererek 61 milyar 601 milyon metreküpe ulaştı.
Peki Türkiye’nin enerji tablosu Ukrayna-Rusya krizinin gölgesinde ne durumda?
Boru hatlarındaki kapasite artırılabilir mi?
BOTAŞ verilerine göre Türkiye, Azerbaycan’dan günlük 19.1 milyon metreküp, TANAP’dan 17.3 milyon metreküp, İran’dan 28.5 milyon metreküp, MaviAkım’dan (Rusya) 47.3 milyon metreküp, TürkAkım’dan (Rusya) 46.9 milyon metreküp gaz alma kapasitesine sahip. Ayrıca yine günlük olarak BOTAŞ Marmara LNG terminalinde 37 milyon metreküp, Silivri doğalgaz yeraltı depolama tesisinde 28 milyon metreküp, Tuz Gölü yeraltı depolama tesisinde 40 milyon metreküp, BOTAŞ Dörtyol FRSU tesisinde 28 milyon metreküp, EGEGAZ terminalinde 40 milyon metreküp, ETKİ Liman FRSU tesisinde 28 milyon metreküp kapasitesi bulunuyor.
Türkiye, Silivri’deki depolama tesisinde kapasiteyi 28 milyon metreküpten 75 milyon metreküpe çıkarmayı Tuz Gölü’ndeki depolama tesisindeki kapasiteyi ise 40 milyon metreküpten 80 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyor. Depolama tesislerindeki kapasite özellikle dönemsel arz problemlerinde hayati bir öneme sahip. Geçtiğimiz günlerde İran hattında yaşanan problemde Türkiye ilk önce depolama tesislerindeki gazı sisteme vererek enerji ihtiyacını karşılamıştı.
Boru hatlarındaki kapasiteye bakıldığında ise Azerbaycan tarafında günlük 10-12 milyon metreküplük bir kapasitenin daha kullanılabileceği, ayrıca TANAP tarafında da kapasitenin arttırılabileceği belirtiliyor.
Ancak boru hatlarındaki kapasitenin de bugünden yarına kullanılması pek kolay olmuyor. Örneğin Türkiye, Azerbaycan’dan günlük 5 milyon metreküp daha fazla gaz almaya karar verdi. Bu durum Azerbaycan tarafından olumlu karşılansa da temel sorun üretim bölgesinde. Eğer Azerbaycan üretimini o ölçüde arttıramaz ise iletim kapasitesi de boşta kalmış oluyor. Ülkelerin üretim sahasındaki kapasitelerini arttırmaları için uzun dönemli yatırımlar yapmaları gerekiyor.
İthalatta ülkelerin payı ne kadar?
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Aralık ayı sektör raporuna göre Türkiye’nin doğal gaz ithalatında Rusya yüzde 33.42’lik pay ile ilk sırada yer alırken onu yüzde 17.04 ile ABD, yüzde 13.83 ile İran, yüzde 12.08 ile Azerbaycan, yüzde 10.26 ile Cezayir, yüzde 7.93 ile Mısır, yüzde 2.09 ile İspanya, yüzde 2.09 ile Katar, yüzde 1.64 ile Trinidad ve Tobago takip ediyor.
Bu tablo Kasım ayı verileri ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin İran ve Mısır pazarından yaptığı ithalatı azalttığı bunu da Cezayir ve İspanya ülkelerle kapattığı görülüyor. Ayrıca Aralık ayında Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz ithalatının 2020 Aralık ayına göre yüzde yaklaşık yüzde 30 azaldığı hesaplanırken aynı dönemde ABD’den yapılan doğal gaz ithalatında yüzde 92’lik bir artış olmasına rağmen Rusya zirvedeki yerini korumayı başarmış.
Daha kapsamlı bir veri için EPDK’nın paylaştığı yıllık doğal gaz ithalatına bakıldığında ise kaynak ülkeler bazında ithalatın dağılımı şu şekilde oluyor: Rusya yüzde 33.59, Azerbaycan yüzde 24, İran yüzde 11.06, Cezayir yüzde 11.58, Nijerya yüzde 2.82 ve yüzde 16.95 diğer ülkeler.
Rusya özelinde duruma bakıldığında ise yıldan yıla bir dalgalı seyir gözlemlense de Türkiye’nin doğal gazda Rusya’ya olan bağımlılığı ilk bakışta görülüyor. Rusya 2010 yılında Türkiye’nin toplam doğal gaz ihtiyacının yüzde 46.2’sini, 2011’de yüzde 57.9’unu, 2012’de yüzde 57.7’sini, 2013’te yüzde 57.9’unu, 2014’te yüzde 54.8’ini, 2015’te yüzde 55.3’ünü, 2016’da yüzde 52.9’unu, 2017’de yüzde 51.9’unu, 2018’de 47’sini, 2019’da yüzde 33.6’sını 2020’de ise yüzde 33.59’unu karşıladı.
Türkiye hangi ülkeden LNG ithal ediyor?
Ayrıca EPDK’nın 2020 yılı doğal gaz istatistiklerine göre öne çıkan önemli bir detay ise 2013 ile 2020 yılları arasında boru hatları ile ithal edilen doğal gaz miktarı yüzde 87.08 seviyesinden yüzde 68.67 seviyesine gerilerken LNG yani sıvılaştırılmış doğal gaz yolu ile ithalat yüzde 12.92’den yüzde 31.33’e çıkmış durumda.
Bu da Türkiye’nin doğal gaz arzındaki kaynak pazar çeşitliliği için çok önemli adım olarak görülüyor. Peki LNG ithalatında ülkelerin payı ne kadar? EPDK verilerine göre buradaki tablo ise şöyle: Katar (yüzde 40), ABD (yüzde 37), Trinidad ve Tobago (Yüzde 8), Nijerya (yüzde 6), Ekvator Ginesi (yüzde 2), Fransa (yüzde 2), Norveç (yüzde 1), Mısır (yüzde 1), Kamerun (yüzde 1), İspanya (yüzde 1), Angola (yüzde 1). Miktar bazında LNG ithalatındaki toplam ise 8.147 milyon Sm3 olarak gerçekleşti.
EPDK raporuna göre 2020 yılı Aralık ayında depolanan gazın yüzde 85.84’ü yeraltı depolarında yüzde 14.16’sı ise LNG terminalinde bulunuyordu. 2021 Aralık ayında ise bu oran yeraltı depoları için yüzde 86.11 LNG terminalinde ise yüzde 13.89 şeklinde gerçekleşti. 2021 aralık ayında depolardaki doğal gaz miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 32.88 azalarak 1.914 milyar metreküp oldu.
Doğal gaz hangi alanlarda ne kadar kullanılıyor?
İthal edilen doğal gazın kullanımında ise elektrik üretimi öne çıkıyor. Buna göre Aralık ayında Türkiye’de doğal gazın yüzde 26.65’i çevrim santrallerinde, yüzde 23.10’u sanayi sektöründe, yüzde 10.97’si ticarethanelerde ve resmi dairelerde, yüzde 36.3’u konutlarda, yüzde 2.53’ü petrol rafineri ve fırınlar gibi alanlarda ve yüzde 0.17’si ulaşım sektöründe kullanılıyor.
Fiyatlara yansıması nasıl olur?
Enerji uzmanlarına göre Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi şu aşamada Türkiye için bir arz sorunu oluşturmayacak. Ancak uzmanlar özellikle küresel olarak artacak olan enerji maliyetlerinden Türkiye’nin de tüm dünya gibi etkileneceğini söylüyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye başlaması ile beraber Avrupa’da günlük olarak doğal gaz fiyatlarındaki artışlar yüzde 30’u bulurken Brent petrolün varil fiyatı da hızla 100 doları geçti.
BOTAŞ verilerine göre de Avrupa’daki doğalgaz fiyatları son iki yılda yüzde 384 artış gösterdi. Uzun süredir bu artıştan oldukça olumsuz etkilenen Türkiye, Rusya-Ukrayna krizinin enerji girdileri üzerinde oluşturacağı ek maliyeti karşılamakta zorlanabilir. Özellikle enerji girdilerindeki artışlar başta gıda enflasyonu olmak üzere çok sayıda alanda kendisini hızla gösteriyor.
Dünya enerjide belli ülkelere ve kaynaklara bağımlı kalmamak için özellikle yenilenebilir enerji tarafında attığı adımları hızlandırıyor. Başta güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynakları her ne kadar dünyanın enerji ihtiyacını kısa zamanda karşılayacak gibi görünmese de bu adımlar alternatif kaynak oluşturma yönünde oldukça stratejik.
Türkiye’nin enerji üretiminde durumu ne?
Türkiye de 2000’li yılların başından itibaren rüzgâr ve güneş gibi alternatif enerji kaynaklarına olan yatırımlarını hızlandırıyor. Bu konuda devlet tarafından milyar dolarlık ihaleler düzenleniyor ve yenilenebilir enerji yatırımcılarına belli oranda kapasiteler ayrılıyor. Gelinen noktada elektrik üretiminde Türkiye’nin kömür ve doğal gaz da dahil tüm enerji kaynaklarındaki toplam kurulu gücü 99 bin 820 megavat seviyesinde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre bunun 3 bin 712 megavatı biyokütle, atık ve jeotermalden, 7 bin 816 megavatı güneş enerjisinden, 10 bin 607 megavatı rüzgâr enerjisinden, 31 bin 493 megavatı hidroelektrikten 46 bin 193 megavatı da termik santrallerden oluşuyor.
Ayrıca 2021 devreye alınan 3 bin 446 megavat ek kapasitenin yüzde 51.5’i rüzgar enerjisinden, yüzde 16.6’sı biyokütle, atık ve jeotermalden, yüzde 14.5’i güneş enerjisinden, yine yüzde 14.5 hidroelektrik enerjisinden ve yüzde 3’ü termik santrallerden oluşuyor.
Elektrik üretimi hangi kaynaklardan sağlanıyor?
Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre 2 Mart günü Türkiye üretilen elektriğin yüzde 21’ini doğal gazdan, yüzde 18’ini ithal kömürden, yüzde 14’ünü barajlardan, yüzde 14’ünü linyitten, yüzde 13’ünü rüzgardan, yüzde 9’unu akarsulardan, yüzde 3’ünü jeotermalden, yüzde 2’sini biyokütleden ve yüzde 1’ini taş kömüründen elde etti.
Özellikle yağışın bol olduğu dönemlerde barajlardan ve akarsulardan yapılan üretimde artış gözlenirken rüzgârlı günlerde ise rüzgâr santrallerindeki üretim de rekorlar kırılabiliyor. Ayrıca Mersin’de inşa edilen ve önümüzdeki yıllarda kademe kademe devreye alınması planlanan ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin de bu zamanla yerli üretimi artmasına katkı sağlayacağı ön görülüyor.
Akkuyu’daki santralin toplam kurulu gücü 4 bin 800 megavat olacak. Ancak her biri 1200 megavattan oluşan 4 ünitenin tamamlanması 5-6 yıllık sürece yayılacak. Santral tamamlandığında Türkiye’nin toplam ihtiyacının yaklaşık yüzde 5’ini karşılayacak.
Hem enerji hem parça üretimi
Ancak Türkiye’nin elektrikteki asıl önemli adımlarının güneş ve rüzgâr enerjisinde olması bekleniyor. Bu konudaki teşviklerin de artmasıyla yenilenebilir enerji sanayisinde de önemli parçaları üretmeye başlayan Türkiye, bu konuda başta Avrupa olmak üzere çok sayıda ülkeye ihracat yapıyor. Özellikle Ege Bölgesi’nde hem rüzgâr santralleri hem de bu santrallere üretim yapan ekipman fabrikaları bölge halkı için de önemli bir istihdam alanı oluşturuyor.
HABER : Emre Eser (DW)
[TÜHA Haber Ajansı, 06 Mart 2022]