Türkiye ve Fransa’dan “Kırılgan Ateşkes”
TÜHA HABER / Geçtiğimiz yıl kötüye giden Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkilerde yıl başından bu yana verilen olumlu mesajların ardından, uzun süredir diyaloğu kesen Türk ve Fransız diplomatlar arasındaki temas “sınırlı da olsa” yeniden başladı. Aralık ayı sonunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ile, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Fransa ile ilişkilerin düzelmesi için “bir yol haritası çizmek istediklerini” açıkladı. Fransa Savunma Bakanı Florence Parly bu mesajlara, “Şimdi sözlerin ardından eylemler gelmeli” yanıtını verdi. Diplomatlar, kopma noktasına gelen ilişkilerdeki hasarı düzeltebilmek için yeniden görüşmelere başladı. Ancak bu adım ve iki ülkenin yaptığı açıklamalar “2021’de yeni bir sayfa açmak için” yeterli olacak mı?
Yaz boyunca artan Doğu Akdeniz gerilimi, Fransa’nın, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile birlikte konuyu AB gündemine taşıması ve yaptırım talebinde bulunması, Türkiye ile Fransa arasında diplomatik krize yol açmıştı. AB’nin dönem başkanlığını yürüten Almanya’nın “Yaptırım değil diyalog” tavrına Birlik içinde bir grup ülke de destek verince, bu talep ertelendi. Aralık ayında toplanan AB liderler zirvesinde, Türkiye’ye daha önce açıklanan yaptırım listesinin genişletilmesi kararı alınarak, bu konu ABD’de 20 Ocak’ta Joe Biden’ın görevi devralmasının da ardından, Mart ayında yapılacak AB liderler zirvesine ötelendi. Liderler, AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell’den, Türkiye ile ilişkilerde gelinen noktanın değerlendirilmesi için bir rapor hazırlamasını istedi. Böylece kriz, ABD’de yeni yönetimin başa geçmesinin ardından oluşacak yeni dengeler çerçevesinde değerlendirilmek üzere Mart ayına taşındı.
Zirveden hemen önce, 8 Aralık’ta, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’nın talebi üzerine, Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves le Drian ile telefonda görüşerek, ilişkilerde yeniden diyaloğa geçilmesi mesajı verdi. Yeni yıla girdikten hemen sonra AB dönem başkanlığını devralan Portekiz’e giden Çavuşoğlu, Lizbon’dan yaptığı açıklamada, bu mesaja biraz daha açıklık getirerek, “Hiçbir ülkeyle kötü ilişki istemiyoruz. Fransa samimiyse, Türkiye ilişkileri normalleştirmeye hazırdır. Fransız mevkidaşımla, ilişkilerimizin normalleştirilmesi için bir yol haritası üzerinde çalışmak konusunda mutabık kaldık” dedi.
Fransa: “Eylem bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Ocak Cumartesi günü, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüştü. Bu görüşmeden bir gün sonra, 10 Ocak’ta, Fransa Savunma Bakanı Florence Parly “yeni bir sayfa ve yol haritası açıklamalarına” yanıt verdi. France Inter radyosuna konuk olan Parly, iki ülke arasında yıpranan ilişkileri değerlendirirken, “Resmi olarak Türkiye NATO’nun bir üyesidir, ancak aylardır müttefik gibi davranmadı” dedi.
Fransa, Haziran ayında Fransız Courbet gemisine, Libya açıklarında Türk fırkateyninin üç ayrı “radar aydınlatması” yaptığı iddiasına NATO içinde yeterli destek bulamayınca, iddialar NATO gündeminden düşmüştü. Türkiye’nin reddettiği bu iddiayı yineleyen Bakan Parly, “Türk gemisinin eylemi düşmanca kabul edilen bir eylemdir, bu konuyu NATO içinde daha da netleştirdik. O zamandan bu yana ilerleme oldu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun NATO üyesi ‘Türkiye’nin (Doğu Akdeniz’deki) davranışını onaylamadığını’ belirten açıklaması önemliydi. Aralık ayında AB liderleri de yaptırım kararı aldı. Bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB ile yeni bir sayfa açmak istediği açıklamasının nedeni olabilir. Ancak şimdi, sözlerin ardından eylemler gelmeli. NATO ittifakı içinde bir süredir yalnızdık. Ama artık yavaş yavaş sözlerimiz dinleniyor” diye konuştu.
“Karşılıklı güven zedelenmesi var”
VOA Türkçe’nin diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, her iki taraf da birbirine “son derece temkinli yaklaşan, fazla istekli olmayan ancak ilişkilerin de normalleştirilmesinin gereğini gören” bir diplomasi izliyor. Aralık ayı sonunda bu telefon görüşmesinin ardından Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, Fransa Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri François Delattre ile biraraya geldi. Bu görüşmede, ilişkilerin düzelmesi için çatışma yaratan ve ortak noktada buluşulan konular üzerinden “bir yol haritası belirlenmesi” istendi. Delattre ve Hakkı Musa bu ilk temasın ardından yaptıkları telefon görüşmelerinde de yol haritasının kapsamını görüştü. Ancak henüz netleşen bir çizgi yok.
“Bekle-gör” politikası
VOA Türkçe’ye konuşan bir Türk diplomat, Fransa ile temasın başladığını ancak yeniden diyaloğa geçebilmek için her iki tarafın da “zamana ihtiyacı olduğunu” vurguluyor. Taraflar arasında “ciddi güven zedelenmesi” yaşandığına dikkat çeken diplomat, “Bu karşılıklı güven kaybının giderilmesi için her iki taraf da ‘bekle, gör’ noktasında. Bu süreç içinde diplomatlar seviyesinde temaslar devam edecek. Belki daha üst seviyede temaslar da gerçekleşebilir” dedi.
Fransa, diplomatik çerçevede “ilişkileri normalleştirmeye hazırız, ama Türkiye’den somut adım bekliyoruz” diyor. Türkiye ise, “bu sürece karşılıklı gelindi, güvenin yeniden tesis edilmesi için adımlar da karşılıklı atılacak” diyerek Fransa’dan da adım beklediğini vurguluyor. Bu yeni dönem ve yeni yol haritasını belirlemek üzere büyükelçilik görevini, önümüzdeki haftalarda, Fransa Cumhurbaşkanı’nın sınıf arkadaşı da olan genç diplomat Ali Onaner devralacak. Ankara’da da çok iyi Türkçe bilen Herve Magro diplomatik temaslarını yoğunlaştırdı.
Fransa Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS) Başkan Yardımcısı ve Türkiye uzmanı Didier Billion, “Diyaloğun yeniden başladığını söylemek için çok temkinli olmak lazım. Henüz taraflardan somut, açık bir adım yok. Ancak ilişkilerin biraz daha normal bir seviyeye çekilmesi için her iki tarafın da bir çabası var, bu belli. Yol haritası elbette doğru formül ama bunun oluşturulması için önemli bir zamana ihtiyaç var” dedi. Billion, her iki ülke açısından “medyatik çıkışların sonuç vermediğinin artık anlaşıldığına” vurgu yaparak, “İki ülke arasındaki ilişkiler böyle işlemez, uzun süreli, diplomatların büyük emekleriyle oluşan ilişkilere dönülmeli. Kimsenin bu tür çıkışlardan bir çıkarı olmaz. Sanırım son AB zirvesinde bu görüldü. Fransa ağır yaptırım talebinde, bir önceki zirvedeki kadar ısrarcı olmadı. Ancak bu karşılıklı adımlar şimdilik çok yetersiz. Somut adımlar atılmalı” diye konuştu.
Fransız jeo-politika uzmanı, Opinion gazetesi yazarı Jean Dominique Merchet de, 12 Ocak tarihli analiz yazısında, Fransa ve Türkiye’nin, ilişkilerin yeniden normalleşmesi çabalarını “küçük rahatlama” diye değerlendirdi. Merchet, iki ülke arasında pek çok konuda yaşanan çatışmaların ardından Elysee Sarayı ve Dışişleri’nin “Fransa’nın sert yaptırım isteyen politikasını ne AB’ye ne de NATO’ya kabul ettiremediğine” dikkat çekti. Mercher, “Pek çok üye ülke Fransa’nın isteğini paylaşmadı. Örneğin, Macaristan, Malta, İspanya, Bulgaristan… AB içinde belirleyici rolü olan Almanya bu iki görüş arasında dengeleyici rol oynadı” dedi.
Çavuşoğlu 21 Ocak’ta Brüksel’i ziyaret edecek
Türkiye, AB ile ilişkileri düzeltme girişimleri çerçevesinde Fransa ile de ilişkilerin normalleşmesi için çaba gösteriyor. Zira Mart ayında toplanacak AB liderler zirvesinde gündemde yine Doğu Akdeniz ve Türkiye krizi olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Komisyon Başkanı von der Leyen arasındaki telefon görüşmesinden AB yöneticileri memnun ayrıldı. Von der Leyen “İyi bir fikir alışverişi oldu” derken, Yüksek Temsilcisi Borrell de “Faydalı görüşme” kelimelerini kullandı.
Bu görüşmenin ardından AB Konsey Başkanı Charles Michel Ankara’da temaslarda bulunacak. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu ziyaretin ön hazırlıkları için 21 Ocak’ta Brüksel’e gidecek. Dışişleri, Yunanistan ile masaya oturma kararını da açıkladı. Görüşmelerin önümüzdeki haftalarda gerçekleşmesi bekleniyor. Ardından Macron ve Erdoğan’ın telefon ya da video konferans ile de biraraya gelmesi de gerekecek. Ancak “kırılgan normalleşme çabaları” henüz böyle bir görüşmeyi işaret etmiyor. Temaslar, şimdilik diplomatlar seviyesinde devam edecek.
Haber: Arzu Çakır / VOA
[TÜHA Haber Ajansı, 13 Ocak 2021]